Faruk Ardıç’ın yazısı*
Tercih sürecinde üniversite adayları, YGS ve LYS’lerde elde ettikleri başarı çerçevesinde seçim yapacaklar.
Bu seçimi yaparken de ÖSYM’nin 2010 Yükseköğretim Programları ve Kontenjanlar Kılavuzu tüm adaylar için yol gösterici önemli bir rehber olacak.
Özellikle bölümlere giren en son adayın taban puanı, başarı sırası kontenjanları bu yılki tercihlerin belirlenmesinde büyük önem taşıyacak.
En çok tercih edilen üniversitelerin ve bölümlerin kontenjanları doğal olarak sınırlıyken özellikle başarı sırası ortalarda olan öğrenciler ister istemez karamsarlığa kapılıyor.
Oysa biliniyor ki yükseköğretim önemli ama esas belirleyici süreç mezuniyet döneminde, akademik altyapınızı iş yaşamınızda ne kadar kullanabildiğinizden geçiyor.
Elbette öğrenim görecekleri üniversitenin öğrenciye sağlayacağı koşullar önemli ancak belirleyici olan, adayların kendilerini geliştirmek adına harcayacakları çaba.
İş yaşamına erken başlamak, yabancı dil öğrenmek, geliştirici sosyal kulüp faaliyetlerine katılmak gençlerin üniversite sonrası uyum sürecini hızlandıracak unsur olacak.
Tercih öncesi ön hazırlık gerekir
Şu anda vakıf üniversiteleri de dâhil Türkiye’de 130′dan fazla üniversite var. Tercihinize yerleştikten sonra değiştirmeniz mümkün olmayacağından bilinçli bir tercih yapmalı, seçebileceğiniz illerdeki üniversiteleri araştırmalısınız.
Üniversite tercihiniz özellikle iş yaşamınızdaki ilk yıllarda size fazlasıyla gerekli olacak. Hangi üniversiteden mezun olduğunuz işveren tarafından önemle değerlendirilecek.
Sonraki yıllarda o ana kadarki iş performansınız ve başarılarınız da buna eklenerek devam edecek.
Bölümler ve üniversiteler hakkında bilginiz var mı?
Tercihleri sıralamadan önce hedeflediğiniz meslekler ve üniversiteler hakkında bilgilere ulaşmanız gerekir.
Bu konuda elinizdeki yazılı kaynaklardan, üniversitelerin eğitim kurumlarına gönderdikleri broşürlerden ve internetten yararlanabileceğiniz gibi, eğitim almak istediğiniz üniversitede okuyan birkaç öğrenciyle, o bölümden mezun olanlarla görüşüp bilgi sahibi olabilirsiniz.
· Okurken görülecek dersler nelerdir?
· Bu dersler hoşlanacağınız nitelikte mi?
· Bu bölümü bitirdiğinizde ne ölçüde iş imkânı var?
· Okumayı düşündüğünüz üniversitenin fiziksel şartları ve sosyal ortamı nasıl?
· Barınma ve burs imkânı sağlanabiliyor mu?
· Teorik eğitimle iş hayatındaki pratiği birleştirebilmiş mi? Mezunlarına iş imkânı sağlamada ne derece etkili?
Bütün bu soruların cevabını öğrenmeye çalışıp ondan sonra tercihlerinizi şekillendirmeniz gerekir.
İstemediğiniz bölümleri tercih listenize almayın
Tercih sürecinde karşılaşılan en önemli hatalardan bir tanesi de sadece puana bakarak tercihlerin yapılmasıdır.
Bu durumda aday ÖSYM’ce yerleştirilen programa kayıt yaptırsın yaptırmasın bir sonraki yıl başarı puanı yarı yarıya düşmektedir.
Tercih sürecinin hatasız bir biçimde atlatılabilinmesi için öncelikle konunun uzmanı bir rehber öğretmenden destek alınmalıdır.
Bu aşamada yapacağınız en büyük hata, neresi olursa olsun yerleşeyim, düşüncesiyle hareket etmek olacaktır.
Tercih aralığını geniş tutun
Adaylar yeni sınav sisteminde ilk tercihlerini bu sene yapacaklar. Adayların yaşam biçimleri tercihlerle şekillenecek.
Adaylara 30 tercih hakkı veriliyor. Bu haklar kullanılırken sadece tek bir üniversite ya da tek bir bölüm seçilmemelidir. Bu şekilde davranmak çok riskli olur. Tercihlerinizi daha geniş yelpazede düşünmelisiniz.